Hadi yine 'Uzun zamandir yazi yazmiyordum'la baslayan bir yaziya baslayayim.
Turkcem gittikce kotulesti mesela, suanda da klavye bile ingilizce hem. Istesem de turkceye ceviremem. Yabanci bir ulkede yabanci bir bilgisayarla yaziyorum. Fakat kendimi hic bu kadar bu yabanci yere ait hissetmemistim daha once.
Gecenlerde bir aksam jetlag'den icim gecmisken, uyku ile uyaniklik arasinda gercekliginden emin oldugum goruntuler esnasinda kendi kendime 'I belong here.' dedim. Sonra gozlerimi actim. Evet ingilizce dedim. Sanki ingilizcem cok iyiymis gibi.
What a WTF moment.
Buraya ait olmak icin bir sebebimde yok aslinda. Ya da oyle hissetmek icin. Hayat iste, evren, kainat. Insanin icine bagzi duygular yerlestiriyor bazen. Ve bu duygular her zaman icin 'ask' olmuyor. Cogu insansa 'ask' tan daha guclu bir duygunun olduguna inanmiyor oysaki. Iste tam da bu yuzden asla aski yasayamiyor, hayata isyan ediyor sonra mutsuzluk, sonra tatminsizlik. O kisi cikip gelmiyor, ask olmuyor diye hep bir taraf eksik kaliyor. Ve evet o kisi bagzi insanlar icin hic cikip gelmiyor.
Mutlulugu tek bir duyguyla bagdastirmak ne kadar sacma aslinda. Tek bir duygu ugruna hayati planlamak geliyor sonrasinda. Asik olmaktan ziyade, her duygu ask saniliyor. Sonra pismanlik geliyor hep. 'Nasil yaptim, nasil buna asik oldum?' deniyor. Evet 'buna' deniyor cogu zaman. Tekil sahisla hitap edilecek kadar bile saygi duyulmuyor. Ben duymuyorum. Oysaki kimse de kafama silah dayamamisti, ve yaptigim tum secimler bana aitti.
Bir seyler var, bir seyler oluyor. Ne oldugunu bilmiyorum. Nereye varacak bilmiyorum. Ve cok zor. Daha da zor oluyor hep. Hayir bir erkekten bahsetmiyorum sadece. O sadece ufak bir kismi. Belki bir gulumseme sadece. Olsun, o da lazim. Icimdeki kipirtilar, gozlemledigim isaretler her sey bana ragmen yerli yerine oturuyor sanki. Bir seyler var, bir seyler oluyor. Zor oluyor. Zorluyor. Korkutuyor. Bana ragmen oluyor.
Basari ve basarisizlik neydi? Ben kimdim? Hayatim boyunca inat ettigim, atmayi reddettigim adimlar kendi kendilerine kosmaya basladilar. Ve carpacagim. Canim aciyacak. Korkunc olacak. Herseyi silip atacak. Tekrardan, en bastan, sifirdan. Ve hayir bir erkekten bahsetmiyorum. O bir gulumseme sadece.
30 senelik omrumde ilk defa son 8 aydir kendimi sevmeyi, kendimi herkesten once dusunmeyi basarir oldum. 30 sene diyorum. 30. Ya da kendimi bildim bilelim diyelim. Daha gercekci. Kendimi bilmeye ne zaman basladigimi ise bilmiyorum. Kimse bilmiyor zaten. Bu yuzden bu ucu sonu acik, gotu basi ayri oynayan bu kalip kullaniliyor zaten. Kendimi bildim bileli. Ben kendimi 8 aydir biliyorum mesela. Kendimi sevmeyi ogrendikten sonra aslinda. Sanki hayatim yeni baslamis gibi. O kadar cok sey yaptimki, o kadar cok sey gerceklestirdimki. Onlari gerceklestirdigimde herseyim tamam olacak sandim oysaki basardiklarim beni tekrardan baslangic noktasina dondurduler. Tunelin ucu bir son degilmis megerse, baslangic noktasiymis. Tekrardan, en bastan, sifirdan. Gerceklestirdigim hayallerim beni 0 noktasina ulastirdilar. Bunu beklemiyordum iste. Hazirlikli miyim, hayir.
Ve elime yuzume bulastiracagim sanirim. 30 Yasinda hayata yeniden baslamak kolay olmasa gerek. Ustelik neye basladiginiz bile belli degilken. Hayir bir erkekten, yeni baslayan bir iliskiden bahsetmiyorum. Bu noktada o gulumsemeden de bahsetmiyorum ustelik.
Bu baslangic sadece bana ait, bana ozel, kimseyle bir alakasi yok. Sadece benimle alakali olmasi en buyuk degisimimdir. Cok sukur.
Su iki gundur aklimda durmadan bir goruntu var.
Bankadaydim, hayir bankada degildim. Banka kapisi onundeydim. Yanimda annem vardi. Bir kadinla bulusacaktik. Bir alisveris durumu vardi ve degis tokus yapilacakti. Baya gizemli oldu ama hayir kanunsuz bir sey degildi.
Bu kadini belki de hayatim boyunca bir daha gormeyecegim, yuzunu bile pek hatirlamiyorum. Sadece bana bakan gozlerini, beni gordugu anda gozlerinde olusan isiltilari hatirliyorum. Cok kuvvetli vurmustu beni o gozler. Kendisi metafizikle ilgilenen, beraber gecirdigimiz 5-10 dakika icerisinde kurdugu 2-3 cumle ile uzerimde asla unutamayacagim etkiyi birakan bir kadindi.
'Cok buyuk isler basaracaksin, enerjin cok kuvvetli, parlayacaksin, parlayacak ve cok guzel isler yapacaksin, enerjin cok guzel cok kuvvetli' demisti.
Hayatim boyunca kendime inanmadim ben. Ailemi, toplum baskisini, basarisiz iliskilerimi, duygusal olarak beni taciz eden erkek arkadaslarimi suclayabilirim bunun icin. Ah ne de kolay olur o zaman.
Ama hayir, hayatim boyunca kendime inanmayan hep bendim. Ve bu da sadece benle alakaliydi iste.
Ben kendime bu kadar inanmazken, bir yabancinin benim icin gozlerinin parlamis olmasi beni etkilemisti. Ve hayir o anda bile kendimi sevmeye baslamamistim daha. Cok degil, 1 sene 1 ay oncesi.
Kimbilir kendimi daha once sevmeyi ve dinlemeyi basarmis olsam kendime ne hedefler koymus olacaktim?
Neyse baslangica donecek olursam, bir seyler oluyor, ben yapmiyorum, bana ragmen bir seyler oluyor. Ve korkuyorum, hayatin benim icin planladiklarini bozacagim diye korkuyorum.
Cunku kendimi sevmeyi sonunda basarmis olsam da, kendime inanmayi hala basaramadim.
Bir seyler var, bir seyler oluyor. Zor oluyor.
Ve ben tamamen gozlerim kapali ilerliyorum.
Insan gozleri kapaliyken sadece hissediyor.
Ve tum bu hissettiklerim zor oluyor.