9 Haziran 2011 Perşembe

Çocukluk Anılarım

 

Duygulandım şuanda. Twitterda 90'lar la ilgili bir muhabbet gerçekleşince hisleniverdim yazmak istedim çocukluğumu. Şimdi efendim benim çocukluğum öyle normal bir çocukluk olarak geçmedi. Pek sokağa çıkamazdım astımdan dolayı. Diğer çocuklar gibi koşturup oynayamazdım. Ve bu kötü bir şey değildi benim için. Çok şükür en iyi tedaviyi gördüm. Şimdi nankörce sigara bile içebiliorum.


Kendimle ilgili bana anlatılan ilk hikaye, evde kendi kendime geliştirdiğim oyundur. Muhtemelen 'Iyk' diyeceksiniz. Olsun. O zamanlarda yediğim zeytin çekirdeklerini odama kadar koridora dizermişim ben. Ve bu işlem haftalar sürermiş. Birisi yanlışlıkla yürürken sırayı bozarsa sapık gibi ağlarmışım. Sonra bir de hayali arkadaş muhabbetim vardı. Onu zaten çeşitli ortamlarda ve yazılarımda bol bol andım. Onunla ilgili söyleyeceğim son şey, annemin bana kızdığında beni değil onu cezalandırmasıdır. Balkona kitlerdi Kuki'mi. Bende üzülürdüm, daha uslu bir çocuk olurdum belli bir süre için. Bunun dışında genellikle kaldığım hastaneleri hatırlıorum o dönemlerle ilgili olarak. Mutluydum ama hemşire ablaları çok severdim. Hastaneye gitmek, evde olmaktan daha normal bir şeydi benim için. Üzülmeyin lan.


Neyse ilkokulda tam 3 kere okul değiştirdim 5 senede. Birinci sınıfta aşık oldum bir çocuğa. Herkes dalga geçti benimle. Piskolojim bozuldu. En sonunda okuldan aldılar beni. Sonra o aşık olduğum çocukla Anadolu lisesini kazandığımda aynı sınıfa düştük. Kanka olduk. Hala en eski arkadaşlarımdan biridir kendisi. İlkokul 3te nerden estiyse ( Ki ailem asla beni ders çalış diye zorlamazdı) ben en iyi okullardan birinde okuyacağım dedim. Artık ders çalışmanın o kadar bokunu çıkarırdımki, babam kitapları camdan dışarı atardı. 'Yeter çalışma artık' die. En büyük eğlencem atasözleri-deyimler sözlüklerini ezberlemekti. Eğlencesi sözlük ezberlemek olan bir çocuktum ben. Şimdi neden normal olmamı bekliyorsunuzki? 5. sınıfta bizim apartmanda yangın cıkmıştı ve kapıcının kızı vefaat etmişti. Ben yanmış cesedini görmüştüm ama anneme dönüp "Kursun servisi yarım saate gelir, yukarı çıkıp kitaplarımı alalım mı?" demiştim. Ne bir travma yaşadım ne bişi. Kursa gittim o gün. Ders çalıştım. Bir daha da bunu konuşmadık. Şimdi bile düşününce etkilenmiorum o görüntüden. Neyse bu sapık gibi çalışmamın sonucunda Galatasarayı kazanamadım die açlık grevine girmiştim ki, bu tedavi gördüğüm zamanlarda büyük bir sıkıntı yaratmıştı.


Biraz daha eğlenceli olanlara geçelim şimdi. Yazlıkta beni her gün döven bir çocuk vardı. Ufak tefek bişiyim, karşı gelemiorum. Gidip babama sölemiştim, babamsa "Kendi işini kendin hallet" demişti. İzin çıkmıştı yani. Sonra gidip çocuğa saldırıp dişini kırmıştım. Hikayemiz ben, annem, babam çocuğun ailesinden özür dilememizle sonlanmıştı. Gerçi ben özür dilememiştim yine de. Haketmişti çünkü.


Sonra izlediğim diziler, çizgi filmler vardı. Jetgiller, şirinler, taş devri, heman, zeyna, herkul, clarissa, sabrina hayal gücümün bu kadar geniş olmasının sebebidir. Ama ben sapık olduğum için haftada sadece 2 saat tv izleme izni verirdim kendime. Deliydim işte. Neyse o günlerden, mezun olamadığım bu günlere gelmem çok efsanevi bir değişim olmuş.


Oynadığım oyunlar vardı birde. Pandemonium adlı oyuna harcadığım saatleri, şimdiki yaşımla orantılasak bile, çeyrek ömrümden fazla olabilir. Hala bendeki yeri ayrıdır. CD'den oynanırdı o. Birde Prehistorix die bir oyun vardı, disketten oynanırdı. O disketler bozulurdu, bıkmadan usanmadan alırdım oynardım. Athena'nın ilk albumunun çıktığı zamanlardı, sapık gibi onları dinlerdim. Bir de OffSpring hastasıydım. Bir ara fena paten kayardım, bünyemin izin verdiği kadar. Patenci olmak gibi bir akım vardı  o zamanlarda. Bol pantolanlar, dar tshirtler, zincirler. Ama asla metalci olmadım ben. Patenci olan metalci olmazdı çünkü.


Hayatım boyunca istediğim ama elde edemediğim 2 şey vardır şu hayatta. Bir tanesi akülü araba ( bana akülü araba almayan babam, benzinlisini de almayı düşünmedi) bir de barbie evi. Barbie evi hikayesi bambaşkadır. Babam çok seyahet ederdi işinden dolayı. Her gittiğinde oyuncaklarla geri dönerdi. Bir gün yine bir seyahatteyken, haber geldi, bana barbie evi almış geliyormuş. Ben heycanla barbie evi beklerken, bavulundan çıkan avuç kadar bir kutunun içinden, ev aksesuarları (posta kutusu, paspas, perde) çıkmıştı. Meğersem babam sarhoşken alışveriş yapmış. Evet barbie evim olmadı ama en kral aksesuarlar bendeydi. Lakin yine de baya üzülmüştüm. Sonra bi daha istemeyi de gururuma yedirememiştim. Birde Pony'ler vardı o zaman. Onları da çok severdim.


Hayatımda ilgilendiğim bir şey olsun diye çok kursa gittim ben. İlk önce baleyle başladı maceram 6 ay sonunda hocam, annemi çağırıp 'Siz bu kızı en iyisi spora yönlendirin' demişti. Yeteneksizlikte sınır yok. Sonra Basketbol kursuna yollamışlardı beni. Fakat o maceramda bir kriz sonucu hastane de sonlanınca sıra gitar kursuna gitmeye gelmişti. Tam 3 sene gitar dersi aldım. Peki noldu? Notaları bile öğrenemedim. Tek öğrendiğim şey, telefon ahizesinden çıkan sesin LA notası olduğu ve gitarı buna göre akord edebilceğimiz. He akord etmeyi de hiç öğrenemedim. Hiç tutmadı o 2 ses. Universiteye gelince hobiymiş falan bıraktım o işleri tamamen. Olmayınca olmuyor işte. 10 parmağında 10 marifet bi insan değilim. Sadece 10 parmak klavye kullanabiliorum. Yok galba kullanamıorum aman nebilim be işte. Duygulandım.


Hem duygulandım hem yoruldum, çok uzun oldu be. Neyse içimden gelirse devamı, yazarım. Gelmezse yazmam. Ha bu arada ben şarkı da söyleyemem kesinlikle. Şarkı söylemek benim içinde sadece çığlık atmak demek.


Neyse ben kaçar.


 

5 yorum:

Gökhan Kutluer dedi ki...

Bana da akülü araba almamışlardı :( Çocuğum olursa doğar doğmaz, kız-erkek farketmez, akülü arabayı koyucam önüne. Ama yapamadığım şeyleri çocuğuma zorla yaptırma işine girişmem sanırım. Kendi ne bok yiyorsa yesin der kenara çekilirim. Aman neyse!

Herkes kendi çocukluğuna dair bir şeyler bulur sanırım yazında. İzlediklerinden özellikle hemen gerilere gitme oldu bende hatırladım garip garip detayları.

firste dedi ki...

ahahah akülü araba hepimizde bir ukte sanırım burdan bunu anladım :)

I_lean dedi ki...

bana da akülü araba almamışlardı:( küçük bir barbie evim vardı ama ben asla doymamıştım:(daha büyük istemiştim:( bir de o zmanlarda ferbie vardır...çok ama çok çok çok istedim...cesaret bile edemedim babamlara söylemeye...hiç bir ferbie sahibi olmadım:( hala içinde nasıl bir yaradır anlatamam...ama ahtım olsun bulduğum ilk fırsatta kendime bir ferbie alacağım:)sana da alayım ister misin Firste???

firste dedi ki...

aaaa ferbieee evet nası unutmuşum nası yazmamışıımm..Vardı benim ferbbiemm hemdeee 2 taneee :))) bişiler yapıolardı onlar beraber neydi unuttum ama :)) bide sanal bebekler vardı bak onlarıda yazmamışımm :))

I_lean dedi ki...

Firste bana ferbie al:)