14 Haziran 2011 Salı

İş Piskolojisi Dersi

 

Evet ilk defa, aldığım dersle ilgili bir yazı yazacağım. Yani dersin bana ne kattığı, yada ilerde katacağıyla ilgili. Ve bahsedeceğim dersin teknik olmayan seçmeli olması, bölümümün ne kadar bana uymayan bir bölüm olduğunu göstermekte. Bugün hocanın konuştuğu benim kah katılarak kah dinleyerek geçirdiğim 2 saatlik bir dersin, benim düşüncelerimi ne kadar etkilediğinden ve 6 senedir cevabını bulamadığım bir sorunun, mucizevi olarak nasıl bir anda netleştiğini anlatmak istiyorum.


Bu okula girip, aldığım ilk bölüm dersinden beri, hep şikayet ettim. Benim hayattan istediklerimle bu eğitimin ne kadar uyuşmadığına, gerek ailemi gerekse arkadaşlarımı inandırmaya çalıştım. Hep lanet okudum, yaptığım her şeyi istemeden yaptım. Bunalımlara girdim. Sinir ve ağlama krizleri yaşadım. Kendimi ve çevremdekileri suçladım. Okulu pek sallamadığım ilk 2 seneyi çıkartırsak 4 senedir hep mutsuz olmaya şartladım kendimi. Kendim isteyerek yazdım bilgisayar mühendisliğini ve bunun yaptığım bir hata olduğunu düşündüm. Peki bütün bunlara rağmen neden devam ettim? Bu güne kadar, bu soruya verdiğim cevap şöyleydi;


"Evet bölümü değiştirmek istedim. Bunun için ailemi ikna edemedim, gizli gizli değiştirmeye çalıştığımda danışmanımın yanlış yönlendirmesi sonucu, bölüm değiştirme hakkımı kaybettim."


Bu benim 3 cümleyle özetlenen eğitim-öğretim hayatım.Peki bu gün ne oldu da, bazı fikirlerim değişti? Bu derste ben neyin aydınlanmasını yaşadım.


Dersin ilk giriş kısmını yaptığımız bu gün öğrendiğim şey ise şuydu. "Hiç bir şey yapmak zorunda değiliz. İstemediğimiz bir şeyi kimse bizi yapmaya zorlayamaz. Hayatta hep 2 seçim vardır. Ya yaparsın ya da yapmazsın. Sonrasın da ise seçimlerinin sonuçlarına katlanırsın." Hoca bu cümleleri ilk söylediği  anda tabiki 2. paragrafta anlattığım şeyleri düşündüğüm için bunlara katılmadım. Sonra hoca bize çeşitli hikayeler ve numaralarla aslında bu cümlelerin ne kadar doğru olduğunu gözler önüne serdi.


Aslında okumak zorunda değiliz, çalışmak para kazanmak zorunda da değiliz. Sokakta yaşamayı tercih edebiliriz. Ha sokakta yaşamak istemiyorsak, okumamız ve çalışmamız gerekiyorsa, çalışmayı seçiyoruz. Bu durumda, çalışmayı istemiş oluyoruz. Çünkü sokakta yaşamak istemiyoruz. Bunlar benim cümlelerim değil, hocanın cümleleri. Bazı insanlara ters gelebilir, bana da ilk başta geldiği gibi. Yapmak zorunda olduğumuza inandığımız şeyler için, bahaneler bulabiliriz ve bize hak verecek insanlar da çıkabilir. Ama sonuç olarak, bahanelerimiz bize göre ne kadar güçlü de olsa, sonuçlarına katlanan bizleriz. Mesela sokakta yaşamak beni mutlu edecekse, çalışmamayı seçebilirim ve bu seçimimin sonunuca katlanırken bundan şikayet etmeyebilirim. Ama eğer şikayet edeceksem, yani sokakta yaşamak beni mutlu etmeyecekse, ve bunu istemiyorsam, o zaman çalışmayı seçip, istediğim gibi bir hayat yaşayabilirim. Ve çalıştığım içinde şikayet etmem saçma olur. Çünkü bu durumda çalışmayı ben istemişimdir.


Kısaca nasıl bir bakış açısıyla karşılaştığımı anlatmaya çalıştım. Başarılı bir biçimde aktaramamış olabilirim. Ben yine kendi soruma geri dönüyorum; Madem bu kadar nefret ediyordum, o zaman bilgisayar mühendisliğine neden devam ettim?


Ailem zorladı, bölüm değiştiremedim vs vs vs. Aslında bu sorunun cevabının bunlar olmadığını bu gün farkettim biraz geç olarak. Belki bu dersi almasaydım farketmemeye de devam edecektim. Ben devam ettim çünkü aslında gizliden gizliye bırakmak istememişim. Ve şu anda anladığım kadarıyla kimseye "Ben yapmak istemedim, devam etmek zor geldi, BIRAKTIM bilgisayar mühendisliğini" demek ve başladığım işi yarım bırakmış bir insan olmak istemedim. Şu ana kadar, ailemi ikna etmeye çalışmam ya da danışmanımın yanlış yönlendirmesini öne sürmem, benim bölüm değiştirmediğim gerçeğini değiştirmiyor. Ve aslında gerçekten bırakmak isteseydim, babamın bütün blöflerini görüp, ev kızı olmayı bile göze alarak bu bölümü bırakırdım. Ama öyle olmayı seçmedim. Çünkü öyle yapmış olsam da mutlu olmayacaktım. O sonuç beni mutlu etmeyecekti. Ve ben farkında olmasam bile, bilgisyar mühendisi olmayı kendim seçmişim. Bilgisayar mühendisi olduğumda gerçekleşecek olan varsayımlar, bilgisayar mühendisi olmadığım zaman gerçekleşecek olan varsayımlardan daha çekici gelmiş bana. Aslında bu böyleymiş, ve bu 4 sene boyunca söylediğim bütün olumsuz cümleler, şikayetler ve suçlamalar kendimi oyalamaktan öteye geçmeyen bahanelermiş.


Evet ben son aldığım derste, daha yeni başlamamıza rağmen bunları öğrendim. Kendimi hiç bu kadar hafif, mutlu ve aydınlanmış hissetmemiştim. "Neden bilgisayar mühendisliğine devam ettim?" sorusunu daha önce hiç bu kadar net cevaplandıramamıştım. Kendime bile. Uyuyormuşum da haberim yokmuş.


Geç olsun da güç olmasın ama değil mi? Neyse 2 saatlik bir ders sonucunda, daha önceden hiç bir derste yaşamadığım şekilde vizyonumun genişlediğini, görüş açımın farklılaştığını hissediyorum. Sanırım bu dersi almam yaptığım en güzel şeylerden biriydi.

2 yorum:

Dicle dedi ki...

Sanki Özden hoca konuşuyor yine karşımda :)
Her dersinden sonra otobüste uzun uzun düşünürdüm. Hatta derste söylediği bir cümleyle daldığım da çok olmuştur. Öyle ki o bir cümleyle senin de dediğin gibi daha önce bulamadığım cevapları bile bulabildim, o bir cümleyle daha önce soramadığım soruları sordum kendime. Çok farklı kalıplardan düşünmeye itiyor, daha önce hiç gitmediğin yollardan ulaşıyorsun cevaplara. Sınıftaki oyunlarıyla bunu daha da pekiştiriyor ve daha unutulmaz yapıyor öğretilenleri.
Biraz uzun oldu affola ama Özden hocanın da hakkını vermek istedim. Her hafta dersle ilgili böyle güzel bir yazı bekliyorum artık senden :)

firste dedi ki...

Evet dedim zaten benim cümlelerim değil diye. :) Nası düşünceler içindeyim, bu yazı bile yetersiz aslında ama yazarken bile okadar heycanlandımki, devam edemeyip kestim. :) Çok çok saol bana bu ders tavsiyesini verdiğin için. Yoksa Acaba alsam mı? diye düşünmeye devam ederdim. Bana ters gelen her cümlesinden sonra 'Vayy bee' oldum bu gün derste, keşke daha önceden alsaymışım. :) tekrardan tavsiyen ve yorumun için çok teşekkür ederim. İfade edebildiğim kadar yazmaya devam edeceğim tabiki, kim bilir daha neler olacak :)