27 Nisan 2011 Çarşamba

Full-time Uyanıklık

Uzun zamandır uyandığım gibi yazı yazmıyordum. Aslında tamda uyumak denemez yaptığım eyleme. Kendi kendime çok kötü bir gece sabah ve öğlen geçirdim. Nie böyle oldu bilmiyorum.

Uyumaya çalışıpta uyuyamadığım çok zaman vardır benim. Ama en kötüsü hep uykuyla uyanıklık arasında kalıp, saçma sapan rüyalar görürken bilincinizin dış Dünya'ya açık olması sanırım. Ne tam uyuyabiliyorsunuz ne de tam uyanıksınız. Berbat bişi. Beynim  devamlı çalışırken, vücudum ise yorgunluktan kendini kapatınca  böyle tecrübeler yaşayabiliorum işte.

Bir sürü işim vardı bugun yapmam gereken. Tabiki bu halde kalkınca yataktan hepsini iptal etme isteği dogdu içimde. Bu iptal ettiğim planlar yüzünden, yarınlar bana ne getirir bilinmez. Yalnızca biraz huzur istiyorum şu anda. Bu kadar çok şey düşünmek istemiyorum. "Düşünüyorum, öyleyse varım" diyen Descartes'a selam olsun şu andaki ruh halim. Yorgunum çok yorgun hemde. Hadi en ufak olayı bile kendime dert ediyorum, orası tamam, ama bari düzgün bir uyku uyuyabileyim. Rüyalarımda çok enteresandı ayrıca. Yukarda anlattığım gibi bir gece geçirmeseydim, kesin mutlu uyanırdım. Gerçek hayatta yapmak istediğim herşeyi, görmek istediğim herkesi, rüyalarımda gördüm. Fakat işte o beynim yok mu o beynim. İllaki bozacak her şeyi.

Son 34 gün kaldı, buraya kadar nası geçti zaman anlamadım bile aslında. Ama çok zorlu bir ay var önümde. Daha güçlü, daha kendinden emin, daha planlı/ programlı olmalıyım. Uykuya ayırdığım zamanlarda, gerçekten uyumayı başarmalıyım. Ders çalışmaya ayırdığım zamanda çok verimli çalışmalıyım. Kafamda oturttuğum zaman çizelgesi mükemmel işlemeli. Arası yok. Bütün bu gel-gitlerim, mükemmelliyetçilik duygumdan kaynaklanmakta. Aklıma bu aralar çok ihtiyacım var. Her şey tam olmalı. Ama işte olamıyor. Bende kendimi daha çok geriyorum.

Ayrıca ciddi anlamda çalışmak istiyorum artık. Hakkaten çalışmak. Çalışıyor olsam, ne kadar yorulup yorulmadığıma takılmayacağım bu kadar. İş hayatının öğrencilikten zor olduğu tamam kabulumdur. Eywallah. Ama okulu uzatınca böyle bir sıkıntı oluşuyor. Ulaştığınız hayat görüşü ve olgunlukla sadece öğrenci sıfatına sahip olmak koyuyor adama. Sadece öğrencisin işte. Yerdeki çöp kadar değerin ya var ya da yok. Bizim bölümde bu böyle en azından.

Neyse hadi ben ders çalışmaya başlayayım en azından. Olduğu kadar demek yetmiyor bana. Ama hakkaten olduğu kadar demekten başka bir çıkar yolum yok

Hiç yorum yok: