16 Nisan 2011 Cumartesi

Maroon5

Öncelikle söylemek istediğim şey, bir konserin güzel bir konser olabilmesi sadece sanatçıya değil, seyirci kitlesine de bağlıdır.

Dün gittiğim Maroon5 konseri bence büyük bir başarısızlık örneğiydi. Fakat bu grubun kötü çalması, seyirciyi sıkmasından dolayı değildi. Aksine bu kadar başarısız bir seyirci topluluğunu çoşturmak için ellerinden geleni yaptılar. Hatta herkesin kafasında olan Taksim'de orda burda satılan yanardönerli şeytan boynuzu ve mickey mouse kulaklarından bile taktılar bir ara. Bunu yapmaktaki amaç seyirciyle bir bağlantı kurmak içindi kanımca fakat pek başarılı olamadılar.

Seyirci yaş grubunun 14-15 olduğu düşünülürse, gençleri görünce üzüldüm. Çünkü bir çoğu 'Nasıl alkol alırım?' sorusunu cevaplamayı kovalıyordu. Ayrıca ailelerinden izin alıp gelmiş olan gençlerin konserden çok alkol ve sigara tüketimine önem verdikleri açıkca belli olmaktaydı. Şarkılara eşlik etmeyi bırakın vokalin, insanları ikiye böldürüp toplu olarak şarkı söyletmeye çalışması tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Normalde sahnedeki insan seyirciyi çoşturmak için el çırpmaya başlayınca ikinci el çırpma gerçekleşmeden bütün seyirciler sanatçıya eşlik etmeyi başarır. Fakat dün öyle bir şey söz konusu değildi.

Mesela U2 konserinde sevgili Bono, dünya genelinde siyasi kişilere yalakalık yapmayı sevdiğinden dolayı, konserlerinden önce gelip devlet bakanlarıyla tanışmayı kendine görev edinir. U2 konserinde de, Egemen Barış'la yaptığı geziden bahsetmeye çalışmıştı. Fakat daha Egemen Barış ismini ağzına aldığı anda, bütün stad hep bir ağızdan yuhlamaya başlayıp kendisini susturmuştu. Ayrıca Zülfü Livaneli sahneye çıkıp bir şarkı söylediğinde, bütün stad yine aynı şekilde şarkıya eşlik etmeyi başarmıştı. Ve bunu herkes yaptığı için, kendi sesinizden çok, kulaklarınızda herkesin ağzından çıkan birlik ve beraberlik içinde söylenen şarkının uğultusu vardı. Seyirci ruhu işte tam da bu demek. Dün gece malesef bu yoktu. Ve ben kendi adıma yeni yeni büyüyen bu gençlikten utandım.

Genellikle konser sonlarında, sanatçı selamını verdikten sonra, seyirciler çeşitli tezahuratlarla, sanatçıyı tekrardan sahneye çağırıp son bir kez daha şarkı söyletmeyi başarır. Fakat dün selamlarını verdikten sonra, herkes sürü şeklinde dağılmaya başladı ki bence bu konser kültürünün bilinmemesinden kaynaklanmakta. Gelen insanların amacı, sanatçıyla eğlenmek yerine içip dağıtmak olunca, böyle bir görüntünün çıkması pekte şaşılası değil.

Kısacası grubun butun uğraşlarına rağmen, ruhsuz bir seyirciyle gerçekleşen ruhsuz bir konserdi. Ama yine de gidip gördüğüm için kendimi şanslı sayıyorum.

2 yorum:

bi kitabı bi günde bitiren kız. dedi ki...

yeni nesilden ciddi anlamda nefret ediyorum. her anlamda yozlaşmışlar, karakterlerinde elle tutulabilir değerde hiçbi şey olmaması çok yazık. çoğunluğu kitap okumayı bile eziklik sayıyor, toptan beyinlerine reset çekilsin istiyorum.

firste dedi ki...

yani benim öle nefretim falan yok ama üzüldüm hallerine gerçekten, belki bizim yaş grubuda çok düzgün diildir ama gittikçe kötüleşiyor bu durum malesef